Felsefece
"Düşün, Sorgula, Anla."
platon
platon

Platon Kimdir?

Platon veya Eflatun (Yunanca: Πλάτων Plátōn; MÖ 428/427 veya 424/423 – 348/347), Antik Yunan filozofu ve bilgesidir.

Dünyada üniversite düzeyindeki ilk kurumlardan biri olan (ve bu kurumlara günümüzdeki adını veren) Akademi'nin kurucusu olan ve düşünce tarihinde bir dönüm noktası teşkil eden Platon, felsefe ve bilim tarihindeki pek çok tartışmanın temellerini atmış, Hristiyanlık ve İslam gibi pek çok dini de derinden etkilemiştir. Hocası Sokrates ve öğrencisi Aristoteles ile birlikte felsefe tarihinin en etkili ismidir ve iddialarının büyük bir kısmı bugün hâlâ önemini korumakta, tartışılmakta ve çoğu düşünceye katkıda bulunmaktadır. İngiliz matematikçi ve filozof Alfred North Whitehead "Avrupa felsefe geleneğiyle ilgili yapılabilecek en güvenilir genel nitelendirme, Platon'a ait bir dizi dipnottan oluştuğudur." demiştir.

Çağdaşlarının aksine, eserlerinin tahminen hepsi günümüze kalabilmiş olan Platon genellikle kendi çevresinden (ya da kendi için önemli) karakterlerden oluşan, belirli bir mekanda ve zamanda geçen, bir konu etrafında insanların tartıştığı ve birbirlerine karşı argümanlar vererek iddialarını çürütmeye veya ispatlamaya çalıştığı, çeşitli şakalar ve göndermeler de içeren, tiyatro metinlerine oldukça yakın kurgusal diyaloglar yazmıştır. Çoğunun ana karakteri Sokrates olan bu diyaloglar uzunluk, konu ve işleniş açısından büyük farklılıklar göstermektedir. Bu nedenle Platon'un etik, estetik, metafizik, politika gibi farklı alanları işlediği bu metinlerde pek çok düşünceyi hayatı boyunca tekrar tekrar değerlendirdiği, düşüncelerini değiştirdiği veya yeniden ele aldığı düşünülmüş, diyalogların kronolojisi, nasıl yorumlanması gerektiği, hangi iddiaları Platon'un kendinin savunduğu ya da Platon'un diyaloglarında yazmadığı düşünceleri olup olmadığı tartışma konusu olmuştur ve olmaya devam etmektedir.

Politik felsefenin kurucusu kabul edilen Platon'un, sadece akıl aracılığıyla bilinebileceğini iddia ettiği tümel gerçekler olan idealar teorisi, ruhun akıl, duygular ve arzulardan oluşan üç parçası olduğu ve bu parçalar arasında aklın yönetimine dayanan bir uyum kurulması gerektiği iddiası ve bu teoriler üzerine kurduğu etik ve politik düşünceleri tarih boyunca akıl, ruh, beden, tümeller, ahlak ve devlete dair tartışmalarda oldukça etkili olmuştur. En sık okunan ve temel düşüncelerinin çoğunu açıkladığı düşünülen diyalogları Devlet, Sokrates'in Savunması, Phaidon, Şölen, Theaitetos, Menon, Parmenides, Protagoras ve Timaios olan Platon'un bunlar dışında asıl Sokrates'in bir konu hakkında konuştuğu kişinin verdiği cevapları çürüterek o insanı kendini sorgulamaya ve böylece felsefe yapmaya yönlendirme sürecini tasvir ettiği eğlenceli diyalogları tarih boyunca oldukça popüler olmuşlardır. Sokrates'in yanı sıra kendinden önce gelen Herakleitos, Parmenides, Pisagor gibi filozoflardan da etkilenen Platon'un bu filozoflara yer verdiği metinleri aynı zamanda haklarında günümüze çok az şey kalmış olan bu filozoflara tanıklık ederek kaynak oluştursa da, Platon'un metinlerinin kurgusal metinler olduğu unutulmamalıdır.

Platon'un aşk üzerine Şölen adlı bir diyaloğu ve diğer diyaloglarında bu konuda çeşitli iddiaları bulunsa da, hiçbiri günümüzdeki anlamıyla "Platonik aşka" karşılık gelmemektedir. Platon gerçek aşka bedensel hazlara yönelerek değil ruhsal bir yolla gerçeğin, güzelin, iyinin kendine dönük bir yönelimle ulaşıldığını iddia ettiği için zaman içerisinde 'Platonik aşk' terimi günümüzde 'romantik ya da cinsel bir karşılık beklenmeyen aşk' anlamı kazanmıştır, oysa Platon cinselliğe ya da romantik ilişkilere karşı çıkmamaktadır.

Hayatı

Platon'un hayatıyla ilgili hemen hemen hiç kaynak bulunmamaktadır ve hakkındaki pek çok rivayet milattan sonra 3. yüzyılda (y yani Platon öldükten 5 yüzyıl sonra) pek çok filozofun biyografisini yazan Diogenes Laertios'a dayanmaktadır. Diogenes Laertios, Platon'un asıl isminin dedesinin adı olan Aristokles olduğunu, Platon'un iyi bir güreşçi olduğunu, "geniş" anlamına gelen Platon isminin güreş hocasının taktığını, göğsü, omuzları, çenesi ya da alnı geniş olduğunu için taktığı bir lakap olduğunu aktarmaktadır. Milattan sonra birinci yüzyılda yaşamış olan Seneca ise Platon'un göğsünün geniş olduğu için ona bu lakabın verildiğini söylemektedir. Platon ismi o dönemde yaygın bir isimdir, fakat eğer lakapsa bile Platon bütün eserlerini bu adla yazmıştır, yakın zamanda 'en itibarlı' anlamına gelen Aristokles isminin sonradan biyografi yazarlarının uydurması olduğu ve Platon isminin asıl adı olduğu da iddia edilmiştir.

Diogenes Laertios Platon'un doğum tarihini kendi tahminlerine göre 428/7 yıllarına yerleştirmiştir ancak günümüzde Platon'un Yedinci Mektup'undan yola çıkarak 424/3'te doğmuş olması gerektiği düşünülmektedir. Atina kentinin köklü ve asil bir ailesinden gelen Platon'un gençliğinde güreşe ek olarak (güreş o dönemde varlıklı genç erkekler arasında yaygın bir faaliyetti) tiyatro oyunları yazdığı (Atina şehrinde her sene şehir için oldukça önemli ve oldukça popüler tiyatro festivali yapılmaktaydı) söylenir. Politikaya atılmayan Platon muhtemelen bütün hayatını ailesinden kalan mal varlığını felsefe yapmaya harcayarak geçirmiştir. Kendisinden önce Atina'nın düşünce dünyasındaki en etkili figürlerden biri olan Sokrates'in öğrencisiyken Sokrates Atina devleti tarafından suçlu bulunmuş ve (Platon tahminen 25 yaşlarındayken) öldürülmüştür. Platon'un yazdığı Sokrates'in Savunması Sokrates'in ağzından ölümüne karar verildiği davada yaptığı savunmayı anlatmaktadır, fakat Sokrates bu konuşmasında ne kendini savunur, ne de özür diler, sadece kendine yöneltilen suçlamalarla ilgili kendi düşüncelerini söyler.

Babası Ariston, annesi Perictione olan Platon'un Devlet kitabında tartışmanın ana karakterleri olarak yer verdiği Adeimantus ve Glaukon adında iki erkek kardeşi ve Potone adında bir kız kardeşi vardır. Kız kardeşinin oğlu Speusippos Platon öldükten sonra Akademi'nin başına geçmiştir. Platon'un annesi Perictione'nin kardeşi Kharmides (Platon'un Kharmides, Şölen ve Protagoras diyaloglarında konuşur) ve dedesi Kritias Kharmides ve Protagoras'ta konuşan Kritias'ı Platon Callaeschrus'un oğlu, yani annesinin dedesi olarak tanıtır, fakat Timaios ve Kritias diyaloglarında tanıtmadığı ve yaşlı tasvir ettiği için başka bir Kritias'dan bahsettiği düşünülebilir) Otuz Tiran döneminde Atina politikasında önemli yer alan figürlerdir. Aynı zamanda Sokrates'le yakın olan Kritias bu dönemde lider rolü üstlenmiş ve Atina halkından oldukça tepki toplamıştır, dolayısıyla Sokrates'in idama mahkûm edilmesi tarihçiler tarafından Sokrates'in etrafındaki önemli politik figürlere verilen bir tepki olarak da değerlendirilmiştir.

Platon'un hayatı hem Atina için hem de bütün Antik Yunan Medeniyeti için oldukça büyük değişimlerin yaşandığı bir döneme denk gelmiştir. Antik Yunan Medeniyeti milattan önce beşinci yüzyılda Ege Denizi'nin iki tarafına, Marmara ve Karadeniz kıyılarına, Sicilya ve Güney İtalya'ya yayılmış, Doğu Akdeniz kıyılarında da oldukça etkili olmaya başlamıştır. Atina ve Sparta bu süreçte ekonomik ve politik güç olarak yükselmişler ve bir süre sonra birbirleriyle MÖ 431-404 yılları arasında süren Peloponez Savaşı'na girmişlerdir. Atina bugün "doğrudan demokrasi" diyebileceğimiz bir yönteme yakın yönetime katılmada toplumsal eşitlik ve yasaya bağlı adaletin vurgulandığı bir sistemle kendini yönetirken, Sparta asiller ve köleler arasında katı bir sınıfsal ayrıma dayalı bir oligarşiye sahipti. Savaşın başında oldukça etkili emperyalist bir güç olan Atina kenti savaşta Sparta'ya yenilmiş, Sparta zoruyla Atina yönetimine "Otuz Tiran" getirilmiş, bu dönemde uygulanan idamlar ve baskılar sekiz ay sonra isyanla devrilmelerine ve bu sefer yeni yönetim tarafından Otuz Tiran'ın ve yandaşlarının idam edilmesine yol açmıştır. Tarihçiler Sokrates'in de bu dönemde Pelopones Savaşında Atina için büyük kayıplara neden olan Alkibiades ve Otuz Tiran'da etkili olan Kritias gibi nefret duyulan figürlerle ilişkileri nedeniyle öldürüldüğünü düşünmektedir.

Dönemin varlıklı ailelerinin çocukları gibi Platon da gramer, müzik ve spor eğitimi alarak büyümüş olmalıdır; ancak o dönemin gramer ve müzik eğitimi günümüzün müzik, şiir, dil bilgisi, edebiyat, tarih gibi konularını, spor da beden eğitiminin yanı sıra savaş talimlerini de kapsamaktaydı. Spor yarışmalarından oluşan Olimpiyat oyunlarının yanı sıra şiir ve tiyatro performansı yarışmalarından oluşan festivaller Antik Yunan medeniyetinin kültürel yaşamının önemli parçalarıydı ve Platon'un yaşadığı dönemde Atina bilim, sanat ve kültürde başı çekiyordu. Ayrıca Platon'un hayatı boyunca iki önemli seyahat yaptığı düşünülmektedir. Birinci gezisinde Sicilya ve Güney İtalya'daki Yunan şehirlerinde orada etkili olan Pisagor ve Parmenides felsefesinden etkilendiği, ikinci gezisini yaptığı düşünülen İskenderiye veya Antik Mısır gezilerinde de Babil ve Mısır'da gelişmiş olan kozmoloji, astroloji ve Museviliğin tanrı ve yaradılış anlayışlarından etkilendiği varsayılmakla birlikte Platon'un bu ikinci gezisinde ne gördüğüyle ilgili net veriler bulunmamaktadır. Kırk yaşında gezilerini tamamlayıp Atina'ya döndüğü söylenen Platon'un eserlerinin tahmini kronolojisine dayanılarak çıkarılan düşüncesindeki gelişmelerin seyahatlerinde gördükleri ve öğrendikleriyle ilgili olduğu düşünülmektedir.

Bunun yanı sıra Atina'nın politik dünyasına dahil olmasa da Diogenes Laertios'a göre Sicilya'nın önemli bir Yunan kenti olan Siraküza'nın yöneticisi olan Dionysius'un yanına gitmiş, Dionysius'un kayın biraderi Dion, Platon'un öğrencisi olmuş; ancak tiran Dionysius Platon'a karşı çıkınca Platon köle olarak satılmış ve onu tanıyan Anniceris tarafından özgürleştirilip Atina'ya geri gönderilmiştir.[16] Platon'un Yedinci Mektobu'na göre Dionysius öldükten sonra başa geçen Dion, Platon'u varisi 2. Dionysius'u eğitmesi ve Platon'un öğretilerine uygun bir filozof kral yapması için tekrar çağırmış; ancak 2. Dionysius Dion'dan şüphe ederek onu sürgüne yollayıp Platon'u zorla alıkoymuş en sonunda Platon Siraküza'yı terk etmiştir. Dolayısıyla Platon kendi zamanının aktif politikasından kopuk olmayan, hatta politikayla olan bağları sebebiyle hayatı tehlikeye girmiştir. Filozofun kendi yaşadığı zamanın Akdeniz ve Orta Doğu kültürlerini yakından bilen birisi olduğu görülmektedir. Bu açıdan Platon sadece ürettiği düşüncelerin yelpazesi ve derinliği açısından değil, aynı zamanda en azından politik felsefesini kısmî olarak da olsa uygulamaya koyma imkânı bulması açısından da ender görülen filozoflardan biridir.

Tahminen gezilerini tamamladıktan sonra Akademi'deki okulu kuran Platon, bu dışa kapalı okulda dönemin Atina'sındaki pek çok önemli insanla felsefi ve bilimsel tartışmalar sürdürmüş ve özgün düşüncelerini içeren pek çok diyaloğunu bu sırada yazmıştır. Platon altmışlı yaşlarındayken 17 yaşındaki Aristoteles Platon'un okuluna gelmiş ve yirmi yıl burada bulunmuştur. Bir yandan Aristoteles'in Platon'unkinden oldukça farklı bir felsefesi olması, yazılarında Platon'u pek çok nokta daha eleştirmesi, Platon'un düşüncesinin çoğu noktasında problemler görmesi, öbür yandan Platon'un son döneminde yazdığı düşünülen eserlerindeki bazı iddiaların önceki metinlerinden uzaklaşması veya farklılaşması Aristoteles'in Platon'un metinlerine yönelik eleştirel tutumunu belirlemiştir. Platon ve Aristoteles arasında, aralarındaki yaş farkına rağmen üretken bir diyalog olduğunu düşündürebilir. Platon seksenli yaşlarının başında ölmüş, yerine Akademi'nin başına yeğeni geçtiğinde Aristoteles Akademi'den ayrılmış, daha sonra o da Atina'nın Lyseum (bu isim de günümüzdeki 'lise' sözcüğünün kaynağıdır) bölgesinde kendi okulunu kurmuştur.

İdealar Teorisi

Platon'un felsefesi temel olarak Phaidon'da açıkladığı, algılanan şeylerle düşünülen şeyler arasındaki ayrıma dayanır. Bilginin nesnesinin, yani bilebileceğimiz şeylerin yalnızca düşünülen şeyler olabileceğini söyleyen Platon, algıladığımız şeylerin ancak kanıların, kanaatlerin, görüşlerin, sanıların nesnesi olabileceğini iddia eder. Herakleitos'tan etkilenerek algıladığımız her şeyin durmadan değişim içinde olduğunu, fakat bilginin değişmeyen, sabit bir şey olması gerektiğini, dolayısıyla bilgiye ancak düşüncede ulaşılabileceğini düşünmektedir.

Belki de en etkili ve en önemli teorisi olan idealar teorisini hiçbir zaman tam olarak ana tartışma konusu olarak eserlerinde yazmamış, Phaidon ve Devlet gibi bazı eserlerinde var olduklarını var saymış, Parmenides diyaloğunda ideaların ne olamayacaklarına dair iddialara yer vermiş, orta dönem eserlerinden sonra son dönem eserlerinde açıkça idealardan çok az yerde bahsetmiş; ancak ideaların varlığına olan inancından hiç vazgeçmemiş görünmektedir. Bu nedenle Platon'un idealar teorisini tamamlanmamış, ucu açık ve keşfedilmeyi bekleyen pek çok tarafı olan bir teori olarak düşündüğü, bir çeşit felsefi proje ya da soru olarak ele aldığı varsayılabilir.